Sosyal Medya ve Çocuklarımızın Resimleri
Sizlerle biraz eskiye gideceğiz, teknolojinin hayatımıza yeni yeni girdiği akıllı telefonlardan fotoğraf çekmekten ziyade fotoğraf makinalarını kullandığımız döneme;
Hepimizin evinde bütçemize göre fotoğraf makinaları vardı. Çektiğimiz fotoğrafları büyük bir heyecanla baskıya verir ve basılmasını beklerdik. Baskıdan alınan fotoğrafların akşamında evde tüm aile fotoğraflara bakar bizim için diğerlerinden daha önemli olanlar fotoğraf albümlerinde yerini alırdı. Fotoğraf albümlerinde yerini alanlar artık bizim için mahremiyet özelliğini kazanmaktaydı. Evlerimize misafir olarak gelebilecek samimiyette olduğumuz arkadaşlarımızla mahremiyet özelliği taşıyan fotoğraf albümleri bakarken kah gülüyor kah üzülüyorduk.
Şimdi ise öylemi teknoloji hayatımızın tam ortasında ve karşımıza yeni iletişim, resim depolama alanı olarak kullandığımız sosyal medya platformlarını çıkartmış durumda. Artık hepimizin en az bir sosyal medya üyeliğimiz bulunmakta ve günlük olarak yaklaşık 3 saatimizi bu platformlarda geçirmekteyiz. Bu sosyal medya platformlarımızda ailemiz, okul arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız kısaca bizim networkümüz arkadaş olarak bizleri takip ediyor ve izliyor.
Hiç düşündünüz mü?
Sosyal medya hesaplarımızdaki arkadaşlarımızla ne kadar samimiyiz ve beraber hangi anımızı paylaştık, ne kadarı evimize misafir olarak gelebilecek samimiyette. İnanın bu kriterlere sahip olan arkadaş sayımız çok azdır.
Yeni iletişim aracı olarak karşımızda duran sosyal medya platformlarını hayatımızdan çıkartamayacağımız bir gerçektir. Bu platformlarının kurallarını ve bilinçli kullanmayı yeni yeni öğrenmeye başladık. Daha önceleri sadece evimize girebilen kişilerle mahremimiz olarak düşündüğümüz çocuklarımıza ve kendimize ait fotoğraflara bakıyorken, şuan ise bize özel fotoğraflarımızı sosyal medya platformlarına yükleyerek bizi takip eden networkümüz ile fotoğraflarımızı paylaşabiliyoruz.
Sizce de burada bir çelişki yok mu?
Çocuklarımız bizim çocuklarımız ve onlar belli bir yaşa gelene kadar ebeveyn olarak onların yerine karar alma yetkisi bizlerin elinde, fakat şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki çocuğumuz hangi yaşta olursa olsun bir birey olduğu ve hakları olduğudur. Her yazımda ve her ebeveyn eğitimimde belirttiğim ve üzerinde çokça durduğum bir konuyu sizlerle de paylaşmak isterim.
Dijital dünyada hiçbir şey silinmiyor ve kaybolmuyor.
Dijital dünyada paylaştıktan sonra sildiğimiz bir paylaşımının sonsuza kadar yok olduğunu düşünebiliyoruz. Gerçekte bu böyle olmuyor biz sadece bizim gördüğümüz ekrandan kaldırıyoruz ama izi dijital dünyada kalıyor.
Biz ebeveynler olarak çocuklarımızla beraber mutlu vakitler geçirirken akıllı cihazlarımızla çektiğimiz fotoğrafları bilinçsiz olarak sosyal medya platformlarımızda networkümüze açabiliyoruz. Bu platformlarda çocuklarımızla ilgili fotoğrafları paylaşırken göz ardı edilmemesi gereken nokta, Çocuğum bu fotoğrafını dijital dünyada hiç tanımadığı kişilerin görmesini ister miydi.
Hadi sizinle bir senaryo yazalım. Çocuğunuz iyi bir eğitim sürecinden sonra devlet kademesinde çok önemli bir görev icra etmeye başlıyor. Basın için ülkemizde önemli kişilere ait özel bilgilere ulaşabilmek hepimizin bildiği üzere çok önemlidir. Sosyal medya platformlarında yapmış oldukları araştırmada çocuğunuzun ilk banyo yaparken ki o şirin fotoğrafıyla karşılaşıyorlar ve bütün medyada bu fotoğrafı servis ediyorlar. Sizin iyi niyetle bu şirin fotoğrafı sosyal medyadınızda paylaşmanızla karşılaşılan bu durumda çocuğunuzun o an neler düşünebileceğini ve neler yaşayabileceğini düşünün.
Evet çocuklarınızın ve çocuklarımızın o şirin fotoğraflarını paylaşacağız fakat bunları paylaşırken bilinçli olarak çocuklarımızın geleceklerini ve haklarını düşünerek paylaşacağız.
Mutlu ve sağlıklı günler diliyorum…
Cüneyt ÜRE
Adli Bilişim Uzmanı